Fenerbahçe, 4 Nisan 2015'de takım otobüsüne yapılan silahlı saldırının yıl dönümünde tekrardan andı. Bu konu hakkında olayı yaşamış Fenerbahçeli önemli isimler TV programında konuştu.
Sporx.comDava zaman aşımına uğrayacak mı sorusuna Alpoğlu, "Kasten öldürmeye tebeşsüs olduğu için zaman aşımına daha süremiz var." yanıtını verdi.
UFUK KIRAN: "SALDIRIYI HERHANGİ BİRİ GERÇEKLEŞTİRMEDİ"
Fenerbahçe otobüsünü kullanan Ufuk Kıran olayları şu şekilde anlattı:
"Trabzon'dan Fenerbahçe takımını Rize'ye götürdüğüm sırada güvenlik tedbirleri oldukça iyiydi. Ancak ertesi gün, Rize dönüşünde Sürmene'de silahlı bir saldırıya uğradık. İlk başta saldırının taşla yapıldığını zannettik. Fakat silah sesi olduğunu fark edince durumun ciddiyetini anladık. Olayın ardından hastaneye kaldırıldım. Bu saldırının günler öncesinden planlanmış olduğunu düşünüyorum. Gece, 120 km hızla ilerlerken o atışı bize yapabilmek, sıradan birinin başarabileceği bir şey değil. Bu atışı gerçekleştirebilecek kişi sayısı Türkiye'de oldukça sınırlıdır. Bu nedenle saldırıyı herhangi birinin gerçekleştirdiğine inanmıyorum."
MAHMUT USLU: "HALA İÇİMİZİ YAKIYOR"
Fenerbahçe eski yöneticisi Mahmut Uslu faillerin serbest bırakıldığını düşündüğünü söylerken şu ifadeleri kullandı:
"Ufuk kardeşimizi Allah kurtardı. 120 km hızla ilerlerken yaşanan kurşunlama olayının ardından otobüs kaza yapsaydı, sadece bizim kafilemiz değil, arkamızda seyahat eden gazeteciler de şehit olabilirdi.
Bu şahıslar zaten yakalandı. Üstelik bu şüphelilerin birçok saldırı planını içeren mesajları da bulunmuştu. Peki bu kişiler serbest bırakılabilir mi? Bu kabul edilebilir bir durum değil. O dönemki Trabzonspor başkanına da bu konuda hesap sorulması gerekiyor.
Fenerbahçe için bu kurşunlama olayı, çok önemli bir dönüm noktasıydı. Bu olaydan sonra toparlanmamız çok uzun zaman aldı. Oyuncuların ailelerine psikologlar bile ayarladık ama travmanın etkisini atlatamadık. 5 puanlık avantajımızı o sezon koruyamadık.
Benim düşüncem, saldırganlar aslında yakalandı ama sonrasında serbest bırakıldılar. Bu durum hâlâ içimizi yakıyor."