Önemli konulara açıklık getiren başkan, kulübün geleceğinden bugününe, ikili ilişkilerinden transfere, tesisleşmeden geçmişte polemik yapılan pek çok konu hakkında şok açıklamalarda bulundu. İşte Yıldırım’ın söyledikleri:
‘Tüm futbolcular kalacak’
Kemal’le 4 yıllık sözleşme imzaladık. Bu da yıl sonu olarak taraftarlarımıza bir hediye oldu. Ama bunun yanında diğer oyuncularımızla ilgili de arkadaşlarımız yılbaşından sonra çalışmalara başlayacak. Mukavelesi biten bütün arkadaşlarımızın kulüpte kalmalarını sağlayacağız.”
‘2007 için büyük hedefler’
“Ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım bir hedef koyduk; 2007... Yüzüncü yılımız nedeniyle bütün branşlarda Fenerbahçe’nin zirvede olmasını sağlamak için bir hedef var, planlar yaptık, çalışmalar yapıyoruz. Herşey, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün artık kurum haline gelmesini sağlamak için. Kurumun da gereği olan işlemleri yapmak istiyoruz. Baktığımız zaman Fenerbahçe’nin ilk önce ihtiyacı olan neydi, tesisleşmeydi. İlk önce buna başladık. Bunları bulduktan sonra, insan kaynadığı çok Fenerbahçe’nin; yaklaşık 30 bin. Bunları da sağladık. Eğitimciye sıra geldi. Amatörler için söylüyorum, yetişmiş eğitimci yok. Bunu yüzmede başlattık, şimdi boksta yapıyoruz. Dışarıda dünyada ve Avrupa’da başarılı olmuş ülkelerde eğitimcileri getirerek, o eğitimcilerle, bizim insan kaynaklarımızla çocuklarımızı birleştirip, tesislerde onları eğitmek ve onları geleceğe hazırlamak istiyoruz. Gelecekte hedef vardı, neydi bu hedef. Dünyada Fenerbahçeli sporcuları milli takım altında veya bireysel olarak üst noktada görmek. Olimpiyatlarda başarıyı arttırmak. İki olan bu sporcu sayısını, gerekirse 10’lara çıkartmak. Fenerbahçe’nin ismini yalnız futbolda değil, tüm branşlarda dünyaya duyurmak. Çocukların da milli takım altında yarışmasını sağlamak.”
‘Yakında dünya kulübü olacağız’
“Fenerbahçe artık küçük bir camia değil, kurum oldu. Aziz Yıldırım ne diyor, ‘Dünya kulübü olacağız.’ Bunun şartları ne? Ekonomik olarak güçlü olacaksınız. Zaten güçlü olduğunuz zaman istediğinizi alırsınız. Ne dedik, ‘2007’de 70 milyon dolar.’ 70-80 arasına bağlayacağız bu seneki bütçeyi. Burada herkes Fenerbahçe’nin artık bir kurum olduğunu kabul edecek. Bir kurumda neler yapılması gerekirse onları yapmamız lazım. 2007’de neler yapacağız, nasıl kutlayacağız. Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor.”
‘Alex, bir fantazi değildir’
“Alex değerli bir futbolcu. Onu pahalı almadık. Alex’in Fenerbahçe’ye maliyeti bonservis olarak 5 milyon dolardır. Üç yıllık mukavelesi var. Ucuza aldık. Alex fantazi değil. Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan bir oyuncu. Çünkü Fenerbahçe’nin futbol takımında hedefler var. Bu hedeflere gitmek için bu kadronun içinde olması gereken ve Fenerbahçe’ye faydalı olacak oyuncuları muhakkak toplayacağız. Bu isimleri toplayıp, bir araya getireceğiz. Alex, Brezilya’nın kaptanlığını yaptı, Güney Amerika’daki şampiyonlukta kupayı havaya kaldıran isim. 24 yaşında, genç... Uzun yıllar var önünde. Alex Avrupa’da satılır mı, satılmaz mı? İyi fiyatlarla, bizim de şartlarımıza uygun gelirse her oyuncuyu satacağım gibi, Alex’i de satabiliriz. Ama Alex bizden mutlu, biz ondan mutluyuz. Ondan çok şeyler bekliyoruz. İnşallah onları da yerine getirecek. Onun için böyle bir niyetimiz yok. Ondan faydalanacağız. Çünkü Avrupa’da hedefleri olan Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan sporculardan biri.”
‘Devlerle yarışa gireceğiz’
“2007 yılında 100 milyon dolarlık bir bütçesi olan, 2007-2010 arasında 100 milyon dolara sahip bir Fenerbahçe, diyorduk. Hedefimiz buydu. Ama bugün öğrendiğimizde, arkadaşlarımın yaptığı çalışmalarda 70-80 bin dolar arasına geldiğimizi görüyoruz. Dünyada büyük kulüpler Real Madrid, Milan, Barcelona, Chelsea, bu tip takımlar hep 200-300 milyon doların üzerinde bir bütçeleri olan takımlar. Fenerbahçe de yavaş yavaş 100 milyon mertebesine geldiğinde, demek ki artık Fenerbahçe Avrupa’da yukarıda saydığım takımların yanına yavaş yavaş yaklaşmış olacak. Ekonomik olarak güçlü olan Fenerbahçe de, her istediğini yapacaktır. Hedef 2010’a kadar 100 milyon doların üzerine çıkmak. 2010’lardan sonra da Avrupa’nın büyük devlerinden biri olmak. Yani 200-300 bin dolarlık bir bütçeye sahip bir Fenerbahçe yapmak. Büyük bir potansiyele sahibiz. Fenerbahçe taraftarı sevgiyle dolu. Sevmezseniz bir şey yapamazsınız. Bizdeki ayırıcalık bu. En kötü gününde bile Fenerbahçe’nin seyircisi ununu alıp gelmiştir. Bu sevgiyi anlatamazsınız. Fenerbahçe’de eğer bu sevgiden dolayı bir planlama yapılırsa, o altyapıları hazırlarsa, dünyanın bir numaralı kulüplerindehn biri olacaktır. Biz hedeflerimize beklediğimizden de çabuk gitmek üzereyiz. Futboldaki başarı bunu daha da yükseltecek. İtici güç olacaktır.”
‘Verimli olacaklar alınacak’
“Daum ile bu yıl sonunda mukavelemiz bitiyor. Ama biz devamlı kendisiyle geleceğe dönük, neler yapmamız gerektiğini karşılıklı olarak söylüyoruz. Tatile gitmeden önce de geldi, yine konuştuk. Kendisi bir rapor hazırlamış. Bu raporda geleceğe dönük raporlarını yazmış. Bunlara da oyuncular yazmış, şunları almalıyız, diye isimlerini yazmış. Şu olursa, şu olabilir, gelecekte o olursa bunlar olmalı, diye belirtmiş. Başka konulardaki ihtiyaçlarını belirtmiş. Şimdi bize gelen oyuncu faydalı olmalı, banko oynamalı. Öyle oyuncu almalıyız ki, belki bonservisi 15 milyon, 20 milyon dolar olacak, ama bize fayda getirecek. Ama belki de öyle bir oyuncu seçeceğiz ki, bonbservisi 1 milyon dolar olacak ama bize Nobre gibi faydalı olacak. Herkes şunu iyi bilmeli. bizim bir ekibimiz var. Bu tarama yapan insanlara her yıl bir ücret ödüyoruz. Bizim namımıza Daum’un isteği doğrultusunda tarama yapıyorlar. O çalışmalar bir rapor haline geliyor. Samandıra’da dolabında duruyor. Daum ihtiyacına göre bize diyor ki, ‘burada şu oyuncu var, şartları uygun mu, inceleyelim.’ Ya da Samandıra’daki ekibini gönderiyor, takip ettiyor ve kendisi karar verme noktasına geliyor. Yönetici arkadaşlarımız da çeşitli ülkelere gidip oyuncuların maliyetlerini araştırıp, maliyet pazarlıklarnını yapıyor. Bize uygun noktaya geldiğinde transfer ediyoruz. Daum raporu bana verdi, yönetimde arkadaşlarla konuştuk. Fenerbahçe’nin iki konuda beklentisi var bu sene. Takıma takviye yapılırsa UEFA’da başarılı olmalıyız. Çünkü lig için bu kadro yeterli. Arkadaşların görüştüğü oyuncu var. Bunlar olursa transferi yapacağız, olmazsa yapmayacağız. Hedefimiz UEFA Kupası... Bunu almayalım, diye bir şey yok. Gidebildiğimiz noktaya kadar gideceğiz. Bunu yaparken de, gelecekteki başarılarımızı tehlikeye atmayacağız.”
‘Neden transfer yok, dedim’
“Şampiyonluk havasına girmedik. Geçen sene yaşanan olaylar var, hepsinden ders aldık. Fenerbahçe takımı güçlüdür. İyi ve kaliteli oyunculardan teşkil edilmiş, iyi bir teknik direktörü var. Bu nedenle Fenerbahçe aynı hataya düşmeyecektir. Şampiyon olduk, diye bakmıyoruz. Daha 17 maçımız var. Bunların hepsini kazanacağız. İnşallah önümüzdeki yılın sonunda Fenerbahçe şampiyon olur. Transfer gerekirse yapacağız. Geçen havaalanında dedim, ‘transfer yapmayacağız’ diye. Bunu neden söyledim, Ankaragücü’nden Wederson olayı, bunu 6 aydır yazıyorlar, ‘Fenerbahçe alıyor’ diye. Fenerbahçe bu oyuncularla ne konuşuyor, ne de alıyor aslında. İhtiyacımız yok o bölgelerde. Fenerbahçe oyuncu alacaktır, ama çok kaliteli iki ya da bir tane alacaktır. Avrupa çapında, dünya çapında alacaktır. Fenerbahçe geleceğe dönük yatırımlarını yaptı artık.”
‘Daum ile aramızda sorun yok’
Fenerbahçe Kulübü’nün belirli noktaları var. Bu noktalara kadar Daum’a sabır gösteririm. Medya, Daum’un Dortmund’a, Schalke’ye, Alman Milli Takımı’na gideceğini yazdı. Önemli olan bu değil. Daum’la bizim ikili ilişkilerimiz. Biz Daum’la bu haberlerden sonra görüştük. Bize böyle birşey olmadığını, Fenerbahçe’de mutlu olduğunu ve uzun yıllar daha hizmet vermek istediğini söyledi. Bizim onunla konuşmamızda, “Seninle şubat ayında konuşacağız. Eğer hala memnunsak, o zaman seninle yola devam edeceğiz” dedik. O da bize birşey demedi. Gitmek istese, ‘Ben o zamana kadar başka bir takımla anlaşabilirim’ derdi. Ama demedi. Demek ki, onun da böyle bir niyeti yok, bizimle devam etmek istiyor. Ama Daum’u bu şekilde tenkit ederken, hakkını da verelim. 1,5 yıl içerisinde geldiğimiz noktayı görelim. Çok büyük bir ilerleme kaydettik. Daum’u da tebrik etmek gerek. Daum’u severiz, kızarız, sinirleniriz, yanlışları vardır, doğrular vardır ama getirdiği noktaya bakalım. Ama bizim hem medyamız, hem de insanımız için insan kaybetmek çok kolay. Buradan Lyon’a giderken ‘hoca gitsin, başkan gitsin’ konuşmaları vardı. Çıktık medya karşısına, konuştuk bunları. Böyle birşey olmadığını söyledik. Ve o günden itibaren Fenerbahçe’nin grafiği yükselmeye başladı. Bütün kulüpler ve oyuncular için geçerli bu; medyada çıkan bu tür haberlerden oyuncu da, kulüp de, başkan da etkileniyor. Biz herşeyi anlatmalıyız her olayı, ama medya da bizim söylediklerimizi değiştirip başka tarafa çekmemeli. Efsane olmak kolay değil. Bunun için bütün koymuş olduğunuz hedefleri yapacaksınız. O zaman bıraktığınız zaman yaptıklarınızdan dolayı mutlu olursunuz, böyle anılırsınız. İnşallah ben de iyi bir başkan olacağım.
Medya ile olan ilişkiler
“Daum ile konuştuk. Şubat ayında ligin başlamasıyla birlikte oturup konuşacağız yönetim olarak. Yönetim ile yapılan toplantının sonucunda inanıyorum ki, Daum burada en azından 2007’ye kadar kalmalı ve kalacaktır. Çünkü hedef 2007. Kurum olacaksanız, kurumun gereği neyse onu yapacaksınız. Türkiye’nin dev şirketleri var. Oradaki bilgilerin ne kadarı kamuoyuna yansıyor, bizim de o kadar yansımalı. Bir yönetici gider, gazeteciye haber verirdi veya başkan verirdi. Ama bunlar kalktı. Artık televizyonumuz var, internetimiz var. Buradan zaten kulübün vermesi gereken, gizli olmaması gereken haberleri veriyoruz, vermeye çalışıyoruz. Ne bilgi verirsek. Özel röportajlar yapıyoruz. çünkü artık bizim de bir kanalımız var. Bunun dışında özel, küçük, zarar vermeyecek röportajları da yapmaya, çalışacağız. Medyasız yaşanmıyor zaten.”
‘Dostluk başka, iş başka’
“Bırakıp gittiğimizde, dönüp arkaya baktığımda Fenerbahçe’yi kurum yaptık deme şansını yakalarsak, büyük mutluluk olur. Ben bunun kavgasını yapıyorum. Yoksa bugün medyadaki insanlarla beraber olurum. Bunu yaparken bilinçli, kasıtlı veya medyaya böyle tepki gösterir, diye yapmıyorum. Dostlarımla, ama gerçek dostlarımla dostluklarıma devam ediyorum. Ancak gerçek dostum olmayan, benimle menfaat ilişkisinde bulunan kişiler şu anda yanımda değil. Fenerbahçe Spor Kulübü’nü kurum yapma uğrunda her türlü fedakarlığı yapan bir insanım. Bunu yaparken, menfaatleri için yanımda olan kişiler vardı, onlar bugün yoklar. Ve aynı şekilde Fenerbahçeli olanlar yanımdalar yine. Ve benim şu an ki kadromda böyle menfaat düşkünü kişiler yok.”
‘Sözlerim yanlış anlaşıldı’
“Galatasaray maçında sonra söylediğim sözler yanlış anlaşıldı. Kamuoyunda benim söylemediğim, konuşma yapmadığım konularda yorumlar yapıldı, çarpıttılar. Biz Fenerbahçe Stadı’na gelen rakip takım seyircisine bugüne kadar iyi davrandık. Küfürün kalkması için elimden geleni yapıyorum. Belki bundan dolayı yanımdaki insanları kırabiliyorum. Onların, “Sen bırak oluruna” dedikleri halde, olmayacak noktada müdahaleler yapıyorum. Küfür kalksın. Stada aileler gelsin. Burası bir şov haline dönüşsün. Bu şovu hep beraber yaşayalım diye... Ama maalesef benim yaptığım bütün çalışmalar bugüne kadar yanlış noktalara çekiliyor.”
‘Müthiş bir proje hazırladık’
Yeni tribün yapılıyor. Maraton gibi olacak. Orta katta bin 300 tane koltuk olacak. Ve arkasında lokantalar olacak. Alt kat maraton tribünün aynısı, orada şeref ve basın tribünleri var. Yan tarafları Fenerbahçe seyircisine ayrılacak. Üst katları da biraz kaliteli olacak, VIP gibi... İçeriye bir de alışveriş merkezi yapılacak. Belediyeden izin çıkarsa bunların yapımına hemen başlayacağız. Sonuçta geldiğimiz noktada, burayı yapmak için 12 milyon dolar ile 15 milyon dolar arasında bir paraya ihtiyacımız var. Bunu yaparken arkadaki otoparkı da yapmamız gerek. Bunları da üstüne koyduğumuz zaman, bu miktar paraya ihtiyacımız var. Tamamen koltuk satışı için yapıyoruz . Bütün ailelerin gelmesini sağlayarak, burada çeşitli aktiviteler yapacağız. İnsanları buraya çekmek gibi bir projemiz var. Fenerbahçe bu projeyi bitirdiği zaman dünya kulübü, markası olma yolunda ilk adımı atmış olacak. Şubat sonunda yıkmaya başlayacağımızı düşünüyoruz. Fakat UEFA’da oynayacağımız için, UEFA ile görüşmeler yapıyoruz. Tamamen yıkmayacağız. 3 kademede yıkarak bitireceğiz. Bütün hepsini yıkmayacağımız için seyircilerde eksilme olmayacak. Bizim açımızdan da bu yönden bir zararı olmayacak. Yazın da orta tribünü yıkıp yapacağız. Seyirci miktarını fazla etkilemeyecek. Burada 1907 Derneği’ne, katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Herkesten yardım bekliyoruz. Bir gazetede çıkan habere göre biz bu projenin yapımını 1907’ye vermişiz, onlar yapacak ve 49 yıl onların olacakmış. Böyle birşey yok. Böyle saçma birşey olamaz. Eylül sonunda bu proje biter.
‘Kadroya müdahale etmiyorum’
Kadroya müdahale ediyormuşum. Böyle birşey yok. Teknik işlere karışmam. Öyle olsa, ‘çok biliyorsan gel sen yap’ derler. Yani ben olsam öyle derim. Bizim görevimiz başkanlıktır, yöneticiliktir. Biz onu yaparız. Antrenör olan da kendi görevini yapar. Bizim amacımız takımı bir arada tutup çalıştırıp başarıya ulaştırmaktır.
‘Basketbolda atılım yaptık’
“Fenerbahçe Kulübü basketbola da yatırım yapmaya başladı. Aydın Örs gibi bir hocayı da takımın başına getirdik. İlk önce çok konuşuluyordu, ‘Başkan herşeye karışıyor’ diye. Hocamız da bunlardan sakınıyordu, ancak zamanla tanıştıkça o da böyle birşey olmadığını anladı. Ülkerspor maçında Ergin Ataman’ın yaptığı hareketi görmedim. Daha önce de yapmış. Federasyon başkanına bir antrenör hareket yapamaz. Yaparsa, ömür boyu ceza alması gerekir.”