Van Hooijdonk'un da mükemmel bir insan olduğunu söyleyen tecrübeli oyuncu, "Bizim takımda olması büyük şans. Aramızda 9 yaş fark var. O hepimizin ağabeyi. Tecrübesini ve bildiklerini bize aktarıyor. Maç akşamları saat 02.00'ye kadar oturuyor, çat-pat da olsa konuşup, neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Takım olma bilincini ondan öğreniyoruz, ustalığından yararlanıyoruz" ifadesini kullandı. Ümit, takımdaki diğer yabancılar için de "Profesyonelliğin tüm gereklerini yerine getiriyorlar. Diğer taraftan da sanki buraya para kazanmaya değil, sadece futbol oynamaya gelmiş gibiler. Hepsi neyi varsa sahaya yansıtıyor" derken yönetime de övgüler yağdırdı: "Yöneticiler ile takım arasında ilişkiler mükemmel seviyede. Öncelikle hepimiz başkanı çok seviyoruz. Para problemi yaşamadık. Bunun karşılığını da vermeye çalışıyoruz."
F.bahçe kaptanı, sözleşme yenileme ile ilgili olarak da "Mukavelemin bitmesi hiç önemli değil. Ben nasıl olsa hakkımı alacağımı biliyorum. Kaptan parayı değil, takımının başarısını düşünür" yorumunu yaptı.
Ümit Özat, röportaj sırasında bir de ilginç anısını anlattı: "Benim kilom 90'sa, 80'i kafamdır. G.Birliği'nde lakabım koca kafaydı. Takımda Ümit Karan da var. Galatasaray'la oynuyoruz, orada da Ümit Davala var. Maçın başlarında kafama çarpan şut gol oldu. Skorboard'da Ümit k.k. yazıyor. Bir anlam veremiyorum. Sonraki gole Ümit Karan diye yazdılar. Başladım Bunlar benim koca kafa lakabımı nereden biliyorlar' diye düşünmeye. Maç biterken 'k.k'nın kendi kalesine anlamına geldiğini anladım.
Beşiktaş'ı yakalayacağımızı biliyorduk. Düşüşe geçeceklerdi ve geçtiler. İkinci yarıya hazırlanırken bizim hedefimiz her maçımızı kazanmaktı. En azından seyircimize, kendi sahasına çekildiği için puan kaybeden bir takım göstermeyecektik, göstermeyeceğiz de...
Futbol yaşamım boyunca bana ilk kez markaj yapıldı. Gaziantep maçında 3 gol attığım için olacak, Fatih Terim derbide Batista'yı beni marke etmekle görevlendirdi. 70 dakika adam adama oynadık. Futbolumu olumsuz etkileri. Sonra sol beke geçtim kurtuldum.
Yönetimle futbolcular arasında ilişkiler mükemmel seviyede. Takımda başkanı sevmeyen bir kişi yok. Şu ana kadar ödemelerle ilgili sorun yaşamadık. Yönetim, üzerine düşenleri eksiksiz yerine getiriyor. Biz de onların çabalarına karşılık vermek için çalışıyoruz.
Çok yönlü bir oyuncuyum. Savunmanın ve orta sahanın her bölgesinde oynayabilirim. Santrfor mevkii için bir şey demiyorum, ama 'Yapamam' da demiyorum. Diğer bölgelerde ise gerçekten kendime çok güveniyorum.
Şükrü Saracoğlu bambaşka bir yer. Sahaya her çıkışımızda, o muhteşem taraftarımıza mahcup olmamak için dua ediyoruz. Şov başladığında sanki tribünler insanın üzerine yıkılıyor. Bu yüzden burada karşımıza çıkan rakiplerimizin neler hissettiğini anlayabiliyorum.
Hayatım Samandıra Tesisleri ile evim arasında geçiyor. Bazen bir lokantaya veya canlı yayına çağırıyorlar, 'Nerede?' diye sormaya utanıyorum. O yüzden de bu tür davetler aldığımda arabamı bırakıp taksiyle gitmeyi tercih ediyorum."
Kaynak: Sabah