Bakmayın maçın sonucuna, bu maçın kazananı yok. 90+1’de gelen Sow golü sizi yanıltmasın sakın.. O kadar çok şey kaybetti ki Fenerbahçe dün gece..
Emenike’den başlayalım, aslında onun çok da kabahati yok işlerin bu noktaya gelmesinde.. Bir oyuncuyu gol kaçırıyor diye yuhlamaz hiçbir takım taraftarı. Fenerbahçe taraftarı da Emenike’yi kaçırdığı gollerden dolayı yuhalamadı. Bir oyuncu şartlar ne olursa olsun yuhalanmamalı o bambaşka bir konu ama göz göre göre bu noktaya gelinmesi Fenerbahçe’nin doğru yönetilmediğinin en açık ve acı göstergesi.
Son 5 haftadır iplerin taraftarla Emenike arasında kopma noktasına gelmesinde seyirci kalanların payıdır dün gece yaşanan olaylar. Emenike’yi böyle bir ortamda ısrarla “kazanma” kisvesi altında 11’de başlatan İsmail Kartal’ın kabahatidir dün gece. Gençlerbirliği maçından sonra Emenike’ye sahip çıkan başkan Aziz Yıldırım’ın eseridir dün gece.. Emenike sorumsuzdur, umursamazdır, sosyal medyada taraftarına küfür edecek kadar kendisini kaybetmiştir, herşeyden öte Fenerbahçe formasını çıkaracak haddi kendisinde bulmuştur. O formayı çıkarabilirsin ama bir daha sana asla o formayı giydirmezler Emenike.
O formayı çıkaran oyuncuyu binbir minnet sahada tutmaya çalışan kenar yönetimi benim için bu anlamda da sınıfta kalmıştır. Maçtan sonra taraftarın daha sağ duyulu olması gerekiyor diyen bir teknik direktör, sahaya çıkan 11’i kendisinin belirmediğinin de çaktırmadan sinyalini vermektedir. Benim nazarımda iyi futbolcu yoktur, önce iyi sporcu vardır, olmalıdır.. Fenerbahçe gibi bir camiada yılda 2 küsür milyon euro alıp, sadece 3 gol atıp, gelene gidene “atar” yapan bir futbolcuya sahip çıkmak, Fenerbahçe’nin geleceğine yapılan bir haksızlıktır..
İsmail Kartal ısrarla Fenerbahçe’nin ideal 11’ini oynatmamak için çaba gösteriyor. Sow’un ve Webo’nun oyuna girmesi, çokça taraftarın itelemesi, biraz da sakatlık sonrası mecburi değişiklik. Beşiktaş’ın kazanmamaya gelmesi, beraberliği kafi görmesi Fenerbahçe’nin en büyük şansı oldu. Biliç de Beşiktaş’ın en iyi 11’i yerine, oyunu tutmak isteyen bir kadroyla mücadele etti uzunca bir süre. Maçın 70. Dakikasından sonra Beşiktaş’ın net 3 gol pozisyonu var, aslında istediklerini almaya çok yaklaştılar. Ama İsmail Kartal’ın kupa maçlarında oynatmaya reva gördüğü Webo’nun indirip verdiği harika pası tek vuruşta bitiren Beşiktaş maçlarının golcüsü Sow kritik bir 3 puanı getirdi Fenerbahçe’ye.
Sow’un bugüne kadar hiçbir maçı boş geçmediği düşünüldüğünde İsmail Kartal’ın psikolojik olarak da maça hazırlanmadığı onu yedek bırakmasından belliydi. Ya da ona birileri Emenike’yi oynatması gerektiğini söylüyordu, bilemiyorum. Oyun içerisinde Emre ve Mehmet Topal ile birlikte yaptığı oyuncu değişikliği alışverişi de görülmeye değerdi.
Sene başında tek kombine hakkımı Fenerbahçe Ülker’den yana kullanmanın haklı gururunu yaşıyorum. Bunu tarihinin en iyi Avrupa sezonunu geçirdiği için söylemiyorum. Lig, kupa, Avrupa her nerede olursa olsun, Avrupa’nın belki de dünyanın en iyi coachlarından biri olan Obradovic’in takımı nereden nereye getirdiğine şahit olmanın gururu bu. Hiçbir maçı son saniyeye kadar bırakmayan, yerlisinden yabancısına coach’in sözünden çıkmayan, mücadeleden, savaşmaktan çekinmeyen bir organizsyondan bahsediyorum. Ve tabiki onları her maç destekleyen yaklaşık 12 bin taraftardan.. Evet yanlış duymadınız, 12 bin taraftar. Fenerbahçe Ülker basketbol takımı maçlarını kapalı gişe oynuyor Avrupa’da..
Henüz Fenerbahçe Ülker’i izlemediyseniz mutlaka izleyin ki futbol takımıyla arasındaki farkı anlayın. Büyük başarılar, büyük düşünen büyük antrenörlerle gelir.
Twitter: torhun
