Heyecan en azından devam edecek. Milli takım arası ile bir 15 gün daha Fenerbahçe taraftarı işyerlerinde, halı saha maçı öncesinde ve cafeler de daha doğrusu yaşamın tüm anlarında diğer şampiyonluğa oynayan takım taraftarları ile muhabbet edecek ve önlerinde olan maçları tartışacaklar. Ama bu çok fazla uzun sürecek gibi durmuyor. Ne hocaya ne oyunculara ne de taraftara bu konuda güvenim yok, umuyorum beni yanıltırlar.
Her 3 takımda çok saçma puanlar kaybettiğini düşünüp ah şu maçları alsak rahatlıkla puan farkını açardık diyordur ve kendi adına doğru olabilir ama Fenerbahçe’nin gerçekten ah diyeceği maç sayısı o kadar fazla ki. Akhisar, Konya ve Trabzon maçları Emenike ısrarı ve formsuz forvetler ile geçti gitti. Bakınız
Gençler maçında bu maçlardan ayrı olarak kötü oynanmıştır ama o maçta yenen son gol ve giden bir puan bile aranacaktır.
Derbiye gelince futbol adına konuşacak çok fazla bir şey yok. Volkan, Egemen ve Topal aldıklarını hak ettiler, maç için söyleyeceklerim futbol adına bu kadar. Hadi birazda attıkları gol için Webo ve Sow’a kredi verilebilir. Derbiler ile yarışa tutunuyor takım. Ama tam bu sefer tamamdır derken gidip olmayacak bir mağlubiyet ile tekrar ümitleri yok ediyorlar.
Fenerbahçe 9 maçın tamamını alırsa net şampiyon olur. Tek tek bakınca alabilir mi ? Kesinlikle. Bu görüntü ile alabilir mi derseniz ise buna kesinlikle ve net olarak hayır diyeceğim. Ben Eskişehir ve Bursa maçlarından en az birisinde puan kaybı bekliyorum.
Takım oynuyor ve atamıyordu ama iki haftadır oyun namına da bir şeyler gözükmüyor. Ben futbolcuların çok fazla inandığını göremiyorum gözlerinde. Sadece durumu idare ediyor gibiler. Sıkıcı olan buna güçleri olmasına rağmen psikolojilerinden midir nedir inanç zayıf gözüküyor.
Emre – Topal – Raul – Diego – Alper. Elinde bu oyunculardan bir orta saha var ve gol katkıları nerede ise sıfıra yakın. Penaltıları çıkartırsak verdikleri gol katkısı ve asist katkısı çok az. Forvetler zaten acınacak durumda. Şimdi bir kere artık kötüde olsa bu takımın en uç adamının Sow olması gerektiğini anlamış olmalı İsmail Hoca. Bunu anlayana kadar lig gitmedi ise buna duacı olması gerekir. Alper – Sow- Kuyt ileri 3’lü olur, maç çözülmez ise Webo girer, Emenike’mi ? artık sadece tribünden seyreder. Fenerbahçe ne teknik kadro olarak Emenike’yi kazanmak zorundadır ne de taraftar Emenike’ye tahammül etmek zorundadır. Bu film burada bitmiştir ve olmadığı ayan beyan ortaya çıkmıştır.
İsmail hoca demeçlerinde tekrar kazanacağız diye cümleler kurdu. Emenike içeride artık zor maça çıkar, ayağından top kaçırsa ıslıklanır. Emenike bu baskıyı kaldıracak büyük bir futbolcu değildir ve aksine bunu kaldıracak kültür ve psikolojik kaliteye de sahip değildir. Bu konuyu bu hale İsmail hoca getirmiştir. Zamanı geldiğinde kesmeyi becerebilse bu birikim olmazdı.
Uzun lafın kısası; imkan olarak, kadro olarak takım şampiyon olabilecek durumdadır. Ama inanç olarak, taktik olarak ve hoca katkısına bakılarak Fenerbahçe Şampiyon olamayacaktır.
Not: Beşiktaş şu ana kadar oynadığı 3 derbiyi kaybetmiştir yani -9 puan yazmıştır hanesine, bu puanları en azından kendi sahasında oynadıklarını kazanmış olsa lig bitmiş olurdu. Bu da demektir ki derbiler önemlidir ama her maç en az diğeri kadar önemlidir. Fenerbahçenin doymuş ve yaşlı futbolcuları küçük maçları heyecanlı görmüyor olabilir, bunları motive etmek için gerekirse prim takviyesi yapılmalıdır ama sene sonunda şampiyon dahi olunsa bu yaşlı kadrodan kurtulmalı ve her zaman yapılan gibi ödüllendirmek için yeni sözleşme yapılmamalıdır.
