Maçtan önce kafalarda iki tereddüt vardı. Aylar sonra ilk kez on birde oynayacak olan Egemen ne yapacak... Haftalardır formsuz olan Caner'in takıma katkısı ne olacak.

İsmail Kartal’ın dediği gibi Egemen'in birden başlaması lazımdı. Öyle de oldu, sırıtmadı. Oynamak istediğini içinde oynadı.

Ama Caner!

Eski Caner değil. Yaptığı ortalar isabetsiz. Topu kazandığı vakit, verkaç yapma yerine, üç kişiyi geçmeye çalışıyor. Oysa sakin, moralli olsa, kanat bindirmeleri de, ortaları da tehlikeli olur. Gökhan gibi o da kenarlardan takımın en büyük ateşleyicisi olur.

Fenerbahçe'de bir sıkıntı da oynamak istiyor, iyi top çeviriyor. Orta sahada etkili görünüyor, rakip kale önünde sakin değiller. Orta sahada üç kısa bir defansın arkasına uzun topu deniyorlar, pas hatasında uygulayamıyorlar. Eğri gemi doğru sefer yaptığı vakitte hücumda çoğalamıyorlar, uyguluyorlar. Bu takımın en büyük özelliği olan rakibe ilerde baskı kurup, presle top kazanmayı yapamadılar. Yağmur yağmış, zemin kaygan, kaleye bir şut atmayı denemediler. Neden! Güvenleri yok. Golü erken bulamayınca da psikolojik olarak tedirginlik başlıyor.

Bunun da iki nedeni var. Emenike'nin eski gücünde olmaması. Kendisine güveninin azalması. Topu ayağına aldığı vakit rakibini sırtında taşıyor. Attığı sert şutlarda kalecilerin korkulu rüyası olan Emenike gitmiş, ayakta durmakta gülcük çeken, en ufak müdahale de yeren düşen bir Emenike gelmiş.

Ve Kuyt. Sivas maçında sahanın her yerinde olan, kazandığı toplarla takımı hücum çıkaran Kuyt bir hafta da bozulmuş, ortalarda geziniyor ama ne yaptığını bilmiyor.
Kısacası Fenerbahçe'nin en çok güvendiği golcülerine bir şeyler oldu. Top ayaklarına geldiği vakit heyecan vermiyorlar.

Peki F.Bahçe nasıl maçı kazandı!

Alper oyuna girince en azından takımın oyuna bir hareket geldi. Ve 90 dakika içinde de tek gol olabilecek pozisyonu Alper üretti. Erciyes kalecisi, Mehmet Topal'ın kafasını son anda kurtardı.

Hücumda etkili görünemeyen F.Bahçe'nin 3 puan için tek şansı vardı. O da penaltı. Hakem haklı olarak elle oynamada kararını geç de olsa verdi. Emre'nin golü ise etrafına baktım, kimse kötü futbolu değil kazanılan üç puanı konuşuyordu.